İznik Ayasofya Neden Önemli

İznik’in tam merkezinden bulunan ve sürekli gündemde olan İznik Ayasofya’nın dünya tarihindeki değeri nedir? Neden bu kadar değerlidir?

İznik her yıl İznik Ayasofya’yı görmek için gelen binlerce turistte ev sahipliği yapmaya devam ediyor. Ayasofya Kilisesi, Ayasofya Müzesi ve Orhan Camii olarak dünyada üç isimli tek yer olma özelliğini üzerinde taşıyan Ayasofya, geçtiğimiz yıllar içinde de konservasyon ( mevcut durumu koruma amaçlı çalışma )  yapılarak koruma altına alınmış eksik olan çatısı ve minaresi temsili olarak yapıya eklenmişti. Bölge halkı tarafından “ en son camii olarak kullanılmıştır, Orhan Camiidir “ denmesi ile basında yer alan, son olarak ta ayinler yapılması ile basında yer alan Ayasofya neden bu denli önemli? Müslümanlar için Hıristiyanlar için dünya dinler tarihi için önemi nedir?

                                                                  

İznik Ayasofya dünya tarihinde tüm dünyadaki tarihi öneme sahip mekanların en başında gelmektedir. İznik Ayasofya’da Hıristiyanlar alemi için kanun sayılan maddeler bu yapıda karara bağlanmıştır. Örnek olarak kiliselerin yapıları ve görevleri işleyişi, ikona yani resim tasvirlerin, dini resimlerin serbest bırakıldığı kararlar yine İznik’te yapılan ve Hıristiyan aleminin ilk toplantısı olan 1.Konsülden sonra 7. konsül de burada yapılmıştır. Bu nedenle her yıl binlerce Hıristiyan inancına sahip turist bu mekanı görerek, gezerek hac görevlerini yerine getirmiş oluyorlar. İznik Ayasofya’dan sonra ikince hac yeri ise Meryem Ana sayılıyor. Dünya tarihinde önemi sadece Hıristiyanlar için kutsal hac yeri olmasının yanında yapı olarak ta eşsiz yer mozaikleri, duvarlarındaki freskolar ve yapının içerindeki diğer tarihi yelerden alınan dokular ile dünya sanatı içinde eşsiz yerlerin başlarında geliyor.

Neden bu kadar değerli? İznik Ayasofya Hıristiyanlar için büyük öneme sahip olduğu kadarda Müslümanlar içinde büyük öneme sahip. Osmanlı İmparatorluğunun 2. padişahı Orhangazi, İznik’i kansız bir şekilde fethettikten hemen sonra İznik Ayasofya’yı Cami’ye çeviriyor ve adı Orhan Camii oluyor. 200 küsur yıl sonra meydana gelen depremde hasar gören yapıya, Mimar Sinan minare ve mihrabı ekliyor. Kurtuluş savaşı sıralarında da yapı yakılıp yıkılıyor ve uzun yıllar harabe şeklinde kaderine terk ediliyor. Kısaca İznik Ayasofya ortalama 850 yıl kilise, yine ortalama 600 yılda camii olarak kullanıldı. Gazeteci araştırmacı yazar Ayhan Uyan yıllarca Ayasofya hakkında araştırmalar yaptığını belirterek en son kaleme aldığı köşe yazısı ise şöyle;

Eser birçok isimle anılan ender, yapılardan biridir. Kılıçaslan Caddesi ile Atatürk caddesinin kesiştiği köşede yer almaktadır. Vakıflar genel müdürlüğü eski eserler, listesinde Ayasofya camii, H/6 kütük 147 ada 1 parsel yüzölçümü 1290,1 olarak Orhangazi vakfına kayıtlıdır. Kültür ve turizm bakanlığı müzeler genel müdürlüğü envanterinde ise, Ayasofya camii, Orhan camii, konsül kilisesi gibi üç isimle adlandırılmıştır. Ayasofya ismi köken olarak, yunanca hagia sophia (Αγιά Σοφιά) ilahi bilgelik, ifadesini taşımaktadır Ortodoksluk mezhebinde, tanrının üç niteliğinden biri sayılır. Ayrıca yapı istanbulda V y.y yapılmış, studios manastır kilisesi ve Meryem theotokos-khalkoprateia kilisesi (acem ağa mescidi) büyük benzerlik göstermektedir. Eser bugünkü halini 10.12. 2007 de vakıflar genel müdürlüğü ve İznik kaymakamlığının yenileme çalışmaları ile almıştır.

 Mimari olarak gözlemdiğinde, bünyesinde, Helenistik, roma Bizans ve Osmanlı dönemlerine, ait yapı malzemeleri ve O devirlerin yapı sistematiğinin harmanlandığı görülür.(geçirdiği birçok deprem buna etkendir) Temellerinde düzgün kesme taş blokların (rektonal)  strabon un tarif ettiği, gynasium parçaları veya kuvvetle muhtemel, antik çağa ait tapınak kalıntılarıdır. Orijinalinde doğu batı doğrultusunda, uzanan 37x20 m ölçülerinde dikdörtgen planlı 3 nefli (duvar)  bazilikal olarak inşa edilmiştir. nefler sütun dizileriyle birbirlerinden ayrılmıştır. Yapının doğu yönünde orta nef, içten yuvarlak dıştan yedi cepheli bir apsisle sonlanır. Yan neflerde ise postforium (hazırlanma odaları)apsisle tamamlanmaktadır. Odacıklar kare planlı ve altıgen kasnak üzerine kubbelendirilmiştir. Yapının kırma ahşap çatı ile örtülü olduğu tahminseldir. Bizans dönemi ait freskolar postforium odalarında görülmekte güney yan nef duvarında mezar odacığı olduğu tahmin edilen yarım elips niş içerisinde Hz.Meryem Hz.İsa ve Yuhanna tasviri fresko olarak günümüze ulaşmıştır.11 yy uygulaması olarak tahmin edilen taban mozaiğinin bir bölümü görülmektedir. Dışarıda ise kuzey nef’in postforium odasına bitişik bir şapel (küçük dua evi) kalıntısı bulunmuş taban mozaiği koruma altına alınmıştır.

2 Mart 1331 yılında İznik Osmanlı imparatorluğunun ikinci sultanı Orhan gazi tarafından Türk topraklarına katılınca ilk cami’ye çevrilen kilisedir. Orhan camii adını almış, güney duvarına biri girişte sağda gene içeride yan duvar hizasında odacığa bitişik, mihrap ilave edilmiştir. Kanuni sultan Süleyman döneminde, geçirdiği yangından dolayı dönemin en büyük mimarı mimar Sinan tarafından onarıma alınan yapı köklü değişime uğrar. Zemin yaklaşık bir metre yükseltilerek, giriş sahanlarının aralarındaki kemerler ve bunları taşıyan sütunlar kaldırılarak dört büyük paye açılmıştır ve bunlara oturan kemerli açıklıklar yapılır.(namaz saflarının mihrabı görmesi için)giriş kapısı daraltılarak ve kapı yanına ikişer açıklık pencere uygulanmıştır.                     



Haberin eklenme tarihi: 2011-10-31
Haberin bağlantısı: http://www.iznikrehber.com/haberler.php?kimlik=1779

Yazdırılan tarih: 19-04-2024 10:42:37
www.iznikrehber.com