İznik ve Sarı Saltuk EfsanesiAnadolu’nun ve balkan’ların Türkleştirilmesinde Osmanlı akıncılarının, efsanevi yol göstericisi Sarı Saltuk’un hayat hikâyesi ile değişik, rivayetler bulunmaktadır. İncelediğimizde; Yapıya (türbeye) adını veren Sarı Saltuk hakkında dört tarihi kaynaktan bilgiler edinebilmekteyiz. Saltukname, Velâyetname-i Hacı Bektas-ı Veli, Velâyetname-i Otman Baba ve Evliya Çelebi seyahatnamesinde birbirlerinden farklı anlatımlarla Sarı Saltuk hakkında bilgi verilmektedir.
Nedeniyle Saltık bay olarak anılan Sarı Saltık, Anadolu’ya gelince Orhan Gazi’nin akınlarına katılmış, Bursa’nın fethinden sonra da 70 dervişle birlikte Rumeli’ye yollanmıştır. Böylece hakkında farklı anlatımlar bulunan Sarı Saltık’ın Anadolu’ya akınlara Katılan biri olduğu anlaşılmaktadır. 1261 yılında kardeşi IV. Rükneddin Kılıçarslan İle taht mücadelesine giren İzzeddin Keykavus, veziri Sahip Ata Fahreddin Ali Tarafından kandırılmış, bu nedenle Moğol emiri Alıncak Noyan’ın da desteğini alan Kardeşine karsı ağır bir yenilgi almıştır. Taht mücadelesini kaybetmesinin yanı sıra Hayatının da tehlikede olması nedeniyle İstanbul’a gidip Bizans imparatoru VII. Mihail Paleologos’a sığınmıştır. İstanbul’da gayet iyi ağırlandığı belirtilen İzzeddin’in Anadolu’da halen kendine bağlı olan Türkmenleri de yanına getirtip kendilerine yerleşecekleri bir alan göstermesini istemişti. Bunun üzerine Üsküdar yoluyla Rumeli’ye geçen Türkmenler Dobruca’ya yerleştirilmişlerdi. Sarı Saltuk’un da Anadolu’dan Dobruca’ya gelen bu Türkmenler arasında olduğu tahmin edilmektedir. Bizans himayesindeki İzzeddin’in zamanla bu yandaşları sayesinde Güçlenip, Altın Ordu hükümdarı Berke Han’la iletişim kurmasıyla kendine karsı İsyan edeceğini anlayan imparator VII. Mihail Paleologos, İzzedin’in yakın Adamlarını öldürmüş kendisini de Enez Kalesi’ne hapsetmiştir. Berke Han’ın Gönderdiği 20.000 kişilik ordu sayesinde kaleden kurtulan İzzeddin, Altın Ordu Devleti topraklarına geçip Dest-i Kıpçak’a yerleşmiştir. Ardından Türkmenlerin Başındaki Sarı Saltuk da bu bölgeye gelmiştir. 1267’de İzzeddin’in ölüm üzerine Türkmenler yine Sarı Saltık önderliğinde Dobruca’ya dönmüşlerdir. Arap Kaynaklarında 1293 civarı gösterilen Sarı Saltuk’un ölüm tarihine kadar Türkmenler Yerleştikleri bölgenin civarlarına küçük büyük pek çok akın düzenlemişlerdi, Kaynaklara göre ya bu akınlardan biri sırasında, ya da Kaligra tekkesinde eceliyle öldüğü belirtilen Sarı Saltık’ın cenazesi için kendi isteği üzerine yedi tabut Hazırlanmış ve Moskof, Leh, İsfet, Edirne, Boğdan, Dobruca’dan gelenler bu tabutları kendi bölgelerine alıp götürmüşlerdir.
Selçuklu kaynaklarında adına rastlanılmayan, Bizans kaynaklarından sadece Georgios Pachymeres ve Nicephorus Gregoras’da adı geçen Sarı Saltık daha çok 15. Yüzyıl Osmanlı kaynaklarında anılmaktadır. Adına açılmış tekkeler ve türbeler olan Sarı Saltık’ın nereye gömüldüğü hakkında kesin bir bilgi yoktur. İznik’teki Sarı Saltık adıyla anılan türbenin, onun adına anısını yaşatan bir makam türbesi olduğu kabul edilmektedir.
Duvar tekniği ve plan özelliklerinin 14. yüzyıl yapı sistematiğini yansıtan türbe,14. yüzyılın ikinci yarısına tarihlendirmektedir. Kaynaklardaki aktarımlar ve tarihler araştırmacıların öne sürdüğü tarihlendirmeleri Doğrular nitelikte görülmektedir. Zaman içinde harap duruma gelen yapı Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek, lefke kapı, dışında ağaçlar arasında zamana karşı direnmektedir.
|
Yazdırılan tarih: 28-04-2024 15:30:14
www.iznikrehber.com |